Dolar 28,9694
Euro 31,1730
Altın 1.870,98
BİST 7.913,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 16°C
Yağmurlu
Adana
16°C
Yağmurlu
Cts 18°C
Paz 17°C
Pts 14°C
Sal 18°C

SOBA DEMİRİ (Öykü)

17 Temmuz 2020 01:26 | Son Güncellenme: 3 Kasım 2023 02:02
10

Aniden ekran karıncalandı. Yayın koptu. Hemen bildik tabi, pencereden ıslık çalan poyrazın,

bizim anteni çarkıfelek gibi döndürdüğünü.

Bayrak çağının ucuna takılmış o balık kılçığını andıran alüminyum antenimizin,

karasal yayın uydusuyla göz teması kesildi demekti bu.

Ailece Bizimkiler’in en can alıcı sahnesine bütün duyu organlarımızla kitlenmişken

ve Cemil de dikiş makinesinin başında yaşlanan karısına

-Sevim koş! Katil geldi, şimdi Sabri Bey’le kıyameti koparacak!

dediği an, bizim göbeği arkasında olan televizyonumuzun ekranı karıncalanıverdi.

Ekran, yere dökülmüş çay şekerine, milyonlarca karınca çoñuşmuş gibi oldu.

Oflamalar… Ahlamalar… mıymıylanmalarla… O an gözlerimiz babama bir dilenci masumiyeti ile bakakaldı. Babam da omzuna gocuk almadan ve üşümekten tir tir titremeyi göze alıp

dış kapıya doğru adımlarken bir dal Maltepe yakmayı unutmadı.

Damdaki ayazda o sigara ısıtacaktı çünkü onu. Dama çıkıp anten direğini çevirmeye başladı yavaş yavaş.

Çünkü bu iş radyonun tırtıklı yuvarlak düğmesini milim milim çevirirken

cızırtısız bir türkü bulmakla ikiz kardeşçesine benzer bir işti.

Şimdi Cemil gibi camdan bağırmak sırası bana gelmişti.

İçeri soğumasın diye azıcık kındırdığım pencereden kulak kepçemi dışarıya verip babamın

-Oldu muu! Oldu muuuğ!!! Ya şimdi nasııııl!?”

sorularına sıra dudağımı pencereden dışarı ayaza uzatarak

-Yok..! Yook..! Az daha çevir babaağ! Biraz dahaaa! Hah!Şimdi cam gibi olduuğ! Hiç kıpırtdatma!!!

diyerek bizim antenin evimizin karşısındaki dağda bulunan karasal yayın uydusuyla

göz göze geldiği ânı babama bağırarak duyurmaya çalıştım.

Sesimin yarısını Pozantı poyrazı alıp dağlara kaçırırken diğer yarısı babamın kulağına anca ulaştı.

Onca üşümeye rağmen Cemilli, Sabrili ve Katilli o hararetli Bizimkiler sahnesi çoktan kaçmış,

yerine Milliyet gazetesinin 999 kupona 39 ekran AKAI marka tv verdiği reklamı oynamaya başlamıştı.

Reklam arasında kuzineye attığımız patates ve soğanları yokladı annem

elindeki ucu kancalı soba demiriyle.

Kaşları ve gözleri hafif büzüşerek pişen nevaleleri çıkardı dikkatlice.

Biraz soğuduktan sonra çay tabağındaki tuz ve sumak karışımına buharlanan patatesi bandırıp

tavşan dişlerimize ürkek bir keyif yaşattık.

Tabi ilik gibi pişen soğanın cücüğünü çıkarmak iki parmağımızın arasındaydı. Onu da sıkıp çıkardık.

Soba demiri demişken dirseklerim ve kaval kemiklerim şimdi gene sızladı.

Olsun!

Ellerine sağlık anacığım!

Ele avuca sığmaz olup seni sinir küplerine bindirdiğim zaman,

eşek sudan gelinceye kadar kemiklerime verdiğin o demirli manifesto hâlâ iliklerimde saklı duruyor.

Hiçbir eğitim böylesine hızlı ve kalıcı olmadı on altı yıllık okul hayatımda.

Okuma yazma bilmeyen en iyi öğretmenimdin sen..!

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
16 Nisan 2021 00:54
19 Eylül 2020 01:19
19 Ocak 2021 01:13
28 Ocak 2010 01:35
28 Ocak 2016 01:47
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mobil Teknoloji Haberleri Teknoloji Haberleri Web Hosting