BAŞKAN ÇAY’A DİN KİTABI
Gerilim şehri olduk…
Ayrıştırılmak, kutuplaştırılmak isteniyoruz.
Partizanlık gırtlağa kadar..!
Tahammül sıfır.
Ve haliyle doğal olarak yaşanan saygısızlıklar…
Edebe aykırı eylemler, söylemler…
Evet geriliyoruz.
Kimisi öğrencilerin kılık kıyafeti üzerinden gündeme tutunmaya çalışıyor
Kimisi de belediye başkanına imâlı bir hediye veriyor.
Öncelikle öğrenciler üzerinden tiraj yapmaya çalışan bir yerel gazete Pozantı’nın sinirlerini zıplatıyor. Yok neymiş efendim başka renk yok muymuş da öğreciler lacivert giymiş?
Falan filan…
Birkaç soru sorup diğer meseleye geçeceğim çünkü bu meseleye ayıracak vaktim yok.
Aslında üzerinde durmaya bile hiç gerek yok ama bazı zihinleri ancak soru sorarak ayıltabilirsiniz.
Soru 1: Gazeteci olmak kendini milli eğitim müfettişi sanmak mıdır?
Soru 2: Acaba bu gazeteci öğrenciyken hangi renk önlük giydi?
(Ki büyük ihtimal siyahtı. “Niye siyah önlük giydin ki başka renk mi yoktu???” diye sorarlar kendisine.)
Soru 3: Lacivert bir renk değil mi acaba?
Birgün kendisi lacivert takım giyip de Pozantı çarşısında haber peşinde koşarken ya önünü kesip bu nasıl renk, başka renk mi yoktu giyecek? Diye sorarlarsa ne cevap verecek çok merak ediyorum.
Diye sorarak kılık kıyafet yönetmeliği yazmaya çalışıp kendini milli eğitim müfettişi sanan gazeteci abimize selam ederek diğer konuya geçiyorum.
Gelelim hediyeye(!?)
Belediye meclis toplantısına damga vuran “DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ” kitabı meselesine..
Karşınızda bir Belediye Başkanı var ve siz halkın seçtiği o adama tutup 8. Sınıf din kültürü kitabını büyük bir imâ ile hediye ediyorsunuz.
İğneliyorsunuz.
Çuvaldızlıyorsunuz.
Aşağılıyorsunuz.
O zaman gelecek tepkilere hazırsınız demektir!
Belediye Başkanının onuruyla gururuyla oynuyor; dinini, ahlakını, kültürünü yargılıyorsunuz.
Bu hareket Belediye Başkanı Mustafa Çay’ı 8. sınıfa giden bir çocuk seviyesinde görmek, küçük düşürmek, rencide etmektir. Hakarettir.
Bu ayıp da sadece Mustafa Çay’ın şahsına değil; başkana oyunu veren 4.907 Pozantılıya yapılmıştır.
Sonuçta sen bu imâlı hediyeyi arkadaşına değil; resmi bir makamı temsil eden seçilmiş bir insana veriyorsun. Hangi partili olursa olsun bu da gerçekten büyük bir ayıptır.
Hediyeleşmenin rengi artık değişmiştir. Bakalım kendisi nasıl sürprizlerle karşılacacak, bekleyip göreceğiz.
Tek temennim, gerilim filminin bitip romantik bir sinemanın vizyona girmesidir. Hazır kış geldi.
Patlamış darı da Darıcı Ali Emmi’mizden olur.
NOT: BU YAZIM İLK OLARAK 8 KASIM 2014”te 5 AĞUSTOS’ta yayımlanmıştır.