Bizim Hikayemiz: Pozanti Medya
Bu yazımda bizim yani POZANTI MEDYA’nın hikâyesini yazdım.
Pozantı ve yöresi için bir değer ve itibariyet arz eden gazetemizin emekçilerini ve büyük bir inanışın mücadelesini anlatacağım sizlere.
Öyle klasik ve kronolojik bilgiler yığını değil yazmak istediklerim. Bir inancı, ideali kaleme alacağım.
Pozantı Medya, Onur Can Bulat önderliğinde kuruldu.
Bu nokta çok önemli!
Çünkü Onur Can Bulat demek, sonsuz bir heyecan ve aksiyon demek.
Heves demek… Hırs demek… Adanmışlık demek..!
Bütün bu dinamikler bir araya gelince gemileri yakıyor insan.
Üretmek, bir platform oluşturmak istiyor.
Onur Can’ı, Türkan İrfan Akün ÇPL’den hayal meyal hatırlıyorum.
Ben ÖSS için şafak sayarken o lise biri, ikiye düğümlüyordu.
Derken 2008’de ilk kez muhabbete başladık. O zamanlar 5 AĞUSTOS‘ta şiir yazıyordu,
“Bestekâr Onurcan” ismiyle.
Bu çocuk herkesin cesaret edemediği şeye gözü kapalı gidiyordu.
Önde olmayı, göz önünde olmayı seven,
medeni cesareti yaşıtlarına göre Everest’te olan bir karakterdi.
Bu enerjisini ve dinamiğini zamanla fotoğraf ve kamera çekimi merakına kanalize etti.
Bu alandaki başarısını da “Onur Can Bulat Photography” Facebook sayfasında sergiledi.
Fotoğraf makinesi ve kamerayı o kadar çok sevdi ki
cebindeki paranın son kuruşuna kadar harcayıp bir fotoğraf makinesine sahip olup
yaşamak istediği o hazza ulaştı. Artık kendi makinesi ellerindeydi.
Kanı çok hızlı akan bir delikanlıydı Onur Can,
fotoğraf ve kamera aşkı onu gazeteciliğe sürükledi.
Gel zaman, git zaman foto muhabirliği ve haber metni yazmaya başladı.
Üstüne bir de İHA, TRT, DHA ve AA gibi ulusal haber ajanslarında da
muhabirlik yapmaya başlayınca Onur Can, artık gazeteci yeleğini üzerine iyice giymiş oldu.
Bu yeleği omzuna geçirince çevreye de bu pencereden bakmaya başladı.
Sosyal medyanın palazlandığı yıllarda Pozantı’da internet gazeteciliğinin
eksikliğine dikkat çekip POZANTI MEDYA isimli yerel haber sitesini
kurma fikrini Mehmet Abacı ve benle istişare etti.
Kafaya koyduğunu yapan bir deli fişek hatta havai fişek olan kardeşim Onur Can,
çok geçmeden ve hiçbir masrafı da dert etmeden
Google’la falan bağlantıları kurup POZANTI MEDYA haber sitesini kurdu,
yanılmıyorsam sene 2014’tü…
Bu haber sitesi Pozantı’nın ilk ve tek güncel internet haber sitesi oldu.
Ve hala da tek ve biricik.
Pozantı Medya zamanla Pozantı gündemini oluşturmaya
ve hatta ilçe eşrafı arasında polemiklere sebebiyet verecek
dikkat çekici haberlere imza atmaya başladı.
Böyle olunca da bizi kimisi taşladı, kimisi haşladı, kimisi de alkışladı.
Sonuçta meyve veren ağaç hep taşlanmaz. bazen da sulanır da..
Zaman zaman takdir edildik ve umut verici güzel dönütler aldık.
Ama şu bir gerçek ki ekip olarak çarkların dönmesi için
lazım olan ekonomik getiriyi hiçbir zaman kazanamadık.
Bunda birçok etken söz konusu tabi.
En başta ilçemizin küçük olması ve haliyle de
küçük esnaflardan oluşan bir ekonomi tavasında kavruluyor olması büyük rol oynadı…
Bütün bunlar bizi de küçük düşünmeye sevk etti ister istemez.
O kadar çok emek harcayıp kafa yormamıza rağmen
POZANTI MEDYA’nın, Google’a ödenecek aidatını dahi kazanamadık.
Sitedeki reklam alanları çoğu zaman boş kaldı. Meteliğe kurşun sıktık anlayacağınız.
Ama asla yılmadık..! Her şey para demek değildi elbette.
Biz POZANTI MEDYA olarak nam salmıştık bir kere.
Pozantı’mıza bambaşka bir hava, bambaşka renk katmıştık.
En büyük hedefimize ulaşmıştık aslında.
Sitemizi günlük ziyaret eden okur sayısı kısa zamanda Pozantı gibi bir taşrada,
200-250 kişiyi buldu. İltifatlar ve taltifler de bizi fazlasıyla onure etmeye yetti.
Haberlerin yanında Pozantı’ya değer katan kişi ve yerleri de önemsedik.
Çünkü işimizin göbeğinde her zaman insan vardı.
Örneğin istasyonun önünde rahmetli “Darıcı Ali Emmi” ile yaptığımız
samimi sohbet ve özellikle de “Şırdancı Fahri” abimizle
minibüsünde gerçekleştirdiğimiz lezzetli röportaj
POZANTI MEDYA’yı çok daha büyük kitlelere tanıttı.
Tabi en çok da Fahri abiyi meşhur etti…
Belemedik’i de unutmadık elbette..!
Bir sonbahar mevsiminde çok güzel görüntüleri siz okurlarımıza
ve takipçilerimize sunduk, videonun sonunda Belediye Başkanı Mustafa Çay Bey’e mikrofon uzatarak.
Sözün özü kısa zamanda büyük ve güzel işlere imza attık ekip olarak.
Üç Pozantılı gencin alın teriyle bezendi sitemiz.
Tabi yeri gelmişken bir özeleştiri yapacak olursam;
bazı hedeflerimizi önümüze çıkan engellerden dolayı ertelemek zorunda kaldık.
Ki inanın bu hedefler çok da zor şeyler değildi
ama gazeteciliğin hukuki ve ekonomik yönü her zaman meşakkatli olmuştur.
Bunun yanında yukarda da bahsettiğim gibi
Pozantı gibi küçük bir yerde gazetecilik yapmak demek,
her zaman kendi cebinden yemek demektir. Yani devamlı eksiye girmektir.
Reklamsız, desteksiz, ilansız ayakta kalmaya çalışmaktır.
Oturup artıları eksileri ve eksiklerimizi masaya yatırdığımızda
konu dönüp dolaşıp ekonomik sıkıntıya gelirdi.
Örneğin, en basit otobanda trafik kazası olur ya da ormanda yangın çıkar
olay yerine ulaşmak için Onur Can motosikletine yakıt alacak parayı bulamaz.
Veyahut en başa dönelim;
gazetecilik demek fotoğraf makinesi demek, fotoğraf makinesi de ateş pahası demek.
İşte bu masrafların birçoğunu Onur Can, kendi kredi kartlarından karşıladı.
İşsiz haliyle kartlarının limiti yetmedi
ama gene de uğraştı, didindi, çabaladı ve gerekli alet edevatı tedarik etti.
O emektar motorsikletine benzin alıp habere gitti.
Resmen haber avcılığı yaptı.
Hatta Pozantı medya logolu mikrofon dahi yaptırdı.
Ne kadar pahalı olduğunu işin içinde olanlar bilirler. Bunun gibi masraflar çoğaltılabilir.
Benim bunca satırdan sonra gelmek istediğim nokta şu:
Eğer POZANTI MEDYA, içimizden birine ekmek kapısı olabilseydi…
Örneğin Onur Can’a meslek olarak yâr olsaydı,
binlerce okurumuz şu an çok daha güncel ve güzel bir haber alma özgürlüğüne sahip olacaktı.
Dediğim gibi biz, Pozantı ölçeğinde çok ciddi bir büyüklükte okur kitlesine ulaştık.
Bunu Facebook’taki POZANTI MEDYA sayfamızdan teyit edebilirsiniz.
Bir mesajla 12.000 kişiye ulaşmak, ilçemiz ölçeğinde düşünüldüğünde büyük başarıdır.
Velhasılı kelam, gazetecilik Pozantı’da ek iş olarak ya da hobi olarak yapılabilecek bir uğraş.
Bu sonuca bizzat tecrübe ederek ulaşmış olduk biz.
Bunun sebeplerini yukarda detaylarıyla birlikte doğrudan ya da dolaylı olarak anlatmaya çalıştım.
Hal böyle olunca, Onur Can, Mehmet ve ben, ekmek kazandıracak işler peşine düştük.
Buna mecburduk.
Ama döktüğümüz alın terini ve emeklerimizi de tarihin derin sayfalarına gömmek istemedik.
Sitemizi kapatmaya, silmeye gönlümüz hiç el vermedi.
Bu saatten sonra POZANTI MEDYA tabiri caizse bizim için bir hobi bahçesi gibi oldu.
Haa! Böyle olması POZANTI MEDYA’nın kamuoyu aydınlatma
ve kamuoyu oluşturma gücünden mahrum kaldığı
ya da kalacağı anlamına gelmez!
Haber sitemiz, gazetemiz artık Pozantı ilçe sınırlarını aşmış
Adana ve bölgemizde söz sahibi ve gündem oluşturan bir kerteye çoktan ulaşmıştır.
Ve artık bir marka değerdir.
Özellikle Genel Yayın Yönetmenimiz Onur Can Bulat’ın Anadolu Ajansı ve TRT Yurt Muhabiri görevlerini yürütüyor olması ve bunların yanında Pozantı Belediyesi Basın Yayın ve Halkla ilişkiler bürosundan sorumlu olması POZANTI MEDYA’ya ekstra bir güç vermeye devam ediyor ve edecektir de.
Vardığım bu noktada ben, POZANTI MEDYA’yı
amatör bir futbol takımına benzetiyorum artık.
Neden mi? Çünkü o amatör futbol takımı,
onca yokluk ve kısıtlı imkânlarla kurulmuş bir takımdır.
Futbolcular; fırıncıdır, ameledir, berberdir, çıraktır, kapıcıdır, garsondur…
Yani maç ve idman yoksa ekmek peşindedirler.
Top ve malzemeler ortaklaşa alınır, güneşte solmuş eşofman ve formalar kader birliğidir.
Ama görünen bunca fakirliğin içinde öyle bir takım ruhu vardır ki o takımda,
her daim anca beraber, kanca beraberdirler.
Yokluğun içinden bir cevher gibi çıkıp büyüyen bir çınardır o amatör takım.
İşte POZANTI MEDYA’nın ruhu da canı da kanı da bu amatör futbol takımı gibidir.
Ne iyice dallanır budaklanır,
ne de solar ve kurur.
Amaa kök salmaktan da asla vazgeçmez.
Her geçen gün köklenir ve köklü bir müessese olmaya var oldukça devam eder.
Elbette gönül isterdi ki POZANTI MEDYA, kurduğumuz günlerdeki hedeflerine ulaşsaydı.
Ama olmadı, şimdilik olmadı… Lakin ölmedi de..!
MALİK ABİ, POZANTI MEDYA’NIN KÖŞE YAZARI OLUR MUSUN?
Ben naçizane bu özel ve içten gördüğüm ortamımıza,
çok önemli bir şahsiyeti davet etmek istiyorum.
İlçemizde yaşayan en kıdemli, saygın, bir o kadar da nezih ve elit karakteriyle
yıllarca fotoğrafçılık ve gazetecilik yapmış olan
duayen gazeteci MALİK GÖDELİNER üstadıma bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Saygıdeğer Malik Gödeliner ağabey,
seni Pozantı Medya köşe yazarları arasında görme onurunu ve gururunu yaşamak istiyoruz.
Sen ki hem gazetecilik hem fotoğrafçılık hem de yaşayan insan hazinelerinden olarak
çok engin tecrübelere sahip bir kalem erbabısın.
Gezdiğin, gördüğün, yaşadığın, yediğin, içtiğin,
sevdiğin, eleştirdiğin, yazdığın, okuduğun ve bizzat tecrübe ettiğin
yüzlerce hatta binlerce konu ve konular vardır.
Hazinendeki ve heybendeki cevherleri,
haftada bir de olsa bizim POZANTI MEDYA’dan köşe yazısı olarak paylaşmanı rica ediyorum.
Hatta köşe yazılarınla gündemler oluşturmanı bekliyorum.
POZANTI MEDYA’YA şeref verirsin üstadım!
Seni aramızda görmek bize onur verir.
Bekliyoruz. Saygılarımla…