Dolar 28,9846
Euro 31,2142
Altın 1.864,65
BİST 7.913,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 19°C
Az Bulutlu
Adana
19°C
Az Bulutlu
Pts 18°C
Sal 19°C
Çar 19°C
Per 19°C

KADROLUMEN, ÜCRETMEN, ÖĞRETMEN VE ÖĞRETMENCİKLER!

24 Kasım 2012 01:53 | Son Güncellenme: 3 Kasım 2023 01:54
13

24 Kasım… Türkiye’de öğretmenlere  ayrılmış bir gün.  Bir nevi Türk öğretmenlerinin en özel günü. Ne olur bu günde? Neler yaşanır? Bilmeyen yoktur elbette. Aslında ben, bu gibi özel günlere asla sıcak bakmayan biriyim. Anneler günü, kadınlar günü, sevgililer günü, nişanlılar günü… Evet nişanlılar günü. Onu ben ilan ediyorum bir de dullara kıyak geçerek 30 şubatı dullar günü ilan diyorum. Neden? Çünkü dullar birbirine hediye alsın ekonomi canlansın. Kapitalizmin uşağı olduk ya ne de olsa!?

Neyse konumuz öğretmenler… Türkiye’nin öğretmenleri!  800 yüz bin kişilik kadrosuyla koca bir ordudur ülkemizde öğretmenler. Bir de ücretmenler vardır ki yazık onlara…!  Çünkü ben de ücretmenlik yapmış biri olarak bu acınası hale düşmüştüm.

Öğretmenler odasında kadrolular yeni alacakları evleri, arabaları ve bunların modellerini tartışırken ücretmenler içten içe ezilir, o muhabbete katılamazlar. Hele hele tayin mevsimi gelince iyice bi sus pus olur garibanlarım… Sonra milli bayramlar gelir ücretmenlere görev bile verilmez resmen dışlanırlar! Kadrolumenler tatilleri iple çekerken içten içe ek derslere yanar, ücretmenler keşke haftasonu da okul olsaydı da en azından aylık bin lirayı görebilseydik der ve en acıklısı da ücretmenler “Seneye derslerinize iyi hazırlanıp gelin çocuklar..!” cümlesini kuramaz. Gelecek yıl ne olacağı belli değildir çünkü! Hamal da olabilir amele de..!

Maalesef ne ekonomik anlamda ne de eğitimsel anlamda gelecek yıla yatırımda bulunamaz ücretmenler! Ve bu garibanlar MEB tarafından sömürülür de sömürülürler… O yüzden ücretmen olmadan kadrolumen olan öğretmenler pek bilmezler mesleğinin değerini.. Ne gariptir ki ücretmenler öksüz evlat gibi muamele görürken kadrolumenlerin gözleri doymak bilmez, bilmez arkadaş! Hep az olan bir şeyler bulurlar! Durun hemen kızmayın, şükredenlere sözüm yok ! Peki, kim mi bu şükürsüzler? İşte Şükürsüzler yani öğretmencikler; özellikle “doğumuzda kendini çakılı kadro haline getirmiş ve zihniyeti kirli” kadrolumenler… Bunlar görünüşte öğretmen iken ay yıldızlı bayrağımızı paçavra olarak gören,  merkezi sınavlarda öğrencilere kopya vermenin hesaplarını yapan, İstiklal Marşı’nı okumayan (ne var ki andımızdan kurtuldular), sınıflarda Başöğretmen Atatürk’ün resmini görmek istemeyen, çocukları Atatürk’e karşı dolduruşa getirip düşman ilan eden ve sanki Türkiye Cumhuriyeti’nin değil de düşman ülkenin öğretmeniymiş gibi her zaman vatana tamahkarlık eden, hiçbir şeyden memnun olmayan öğretmencikler… Ve henüz açmamış çiçek olan evlatlarımızı karanlık düşüncelere sevk eden bu acizler! Üniversitede öğretmenliğin ne demek olduğunu sadece vize ve final için öğrenen sahtekârlar! Atanmış olsanız da bu size istediğiniz kirli düşünceyi çocuklara empoze edebileceğiniz anlamına gelmiyor. Bunu üniversitede bal gibi öğrendiniz! Ve ayrıca MEB’in genel, uzak ve yakın hedeflerini de biliyorsunuz! Ya işinizi yapın ya da tebeşiri bırakın! İşini yapmayan babamsa o da çekilip gitsin arkadaş! Ama çok şükür ki 25 yıllık memuriyet hayatında siciline tek bir çizik dahi kondurmadan görevini icra etti. İşte bu öğretmencikler hariç başta ŞEHİT ÖĞRETMENLERİMİZİN olmak üzere, daha sonra yıllarca atama bekleyip de atanamayarak çareyi başka mesleklere yönelmekte bulmuş ve öğretmenlik içlerinde hep ukde olarak kalmış öğretmenlerin ve şu an “Atanayım da neresi olursa olsun; ister Yüksekova ister Digor olsun hiç fark etmez.” diyerek atama bekleyen öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun. Ayrıca elbette şu an görevinin başında olup milli değerlerimizi benimsemiş ve bu milli değerlerimizi genç beyinlere aktaran  öğretmenlerin bu özel günleri kutlu olsun.

Öğretmenlik bir meslek değil sanattır. Sanat ise gönül ister, şevk ister, maneviyat ister, yürek ister. Bu bağlamda son olarak bu işi sadece para için, maaş için, bol tatil için yapanları ve Atatürkiye’yi sevmeyen öğretmencikleri de bugün istifaya davet ediyorum. Çünkü bu ülkenin öğretmeniysen bu ülkenin değer yargılarını, milli ve manevi hissiyatını bu ülkenin çocuklarına vermek zorundasın! Bunu Yunan öğretmen Yunanistan için, Japon öğretmen Japonya için yapıyor çünkü! Velhasılı bütün öğretmenler kendi gemisinin küreğini çekiyor ve çekmek de zorunda zaten! İntihar etmek isteyenlerin dışında kimse de boğulmak istemediğine göre bu vatanın selameti, bekası ve istikbali için Türk öğretmeni de üzerine düşeni seve seve yapıyor. Bundan zerre kadar şüphem yok. Benim şüphem “öğretmencikler”e dair. Çünkü öğretmencikler yeni nesilleri ancak ve ancak “insancık” yapacaktır.

Not: Bu yazım ilk olarak 24 Kasım 2012’de 5 Ağustos Gazetesi’nde yayımlanmıştır.

YAZARIN EKLEMİŞ OLDUĞU YAZILAR
YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Mobil Teknoloji Haberleri Teknoloji Haberleri Web Hosting