Yandı Yürekler Yandı…
“Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid’i
Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb!
…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.
(Mehmet Akif Ersoy)
Otuz üç… on yedi… on üç.. on bir..sekiz ve daha nicesiyle birlikte son olarak Siirt’te altı gencecik can daha verdik terör lanetine! Milyonlarca yürek yine sızım sızım sızladı. Sinelerimizi dağladık. Altı ocağa, daha doğrusu bütün Türklerin ocağına kor gibi düştü kara haber. Geride yürekleri kavrulup yanan acılı analar, aslan gibi yiğidini kaybeden körpecik gelinler ve hiçbir şeyden habersiz masum yavrucaklar kaldı. Ama en önemlisi de hırsına hırs katan, intikam ateşiyle yanıp tutuşan ve Mehmetçiklerimizin kanını asla yerde bırakmayacak daha nice milyonlarca Mehmetçik kaldı!
O ciğeri beş para etmez, çapulcu ve yüreksiz “mağara adamları” hiç sevinmesin Mehmetçiklerimizin canına haince kıydıklarına! Çünkü kendilerine olan kin ve nefret bir çığ gibi büyüdükçe büyüyor. Unutmasınlar ki Mehmetçiğin nefesini artık enselerinde ecel habercisi gibi hissedecekler. Akıttıkları bir damla kanımıza karşılık binlerce damla kan, aldıkları bir canımıza karşılık yüzlerce can söke söke alınacaktır elbette!!!
Yiğitlerimize baskın düzenlerken cephane yükledikleri katırların anırmaması için burnunu acımasızca kesen mağara adamları, inlerini havaya uçuracak füzeleri ve onun meydana çıkaracağı cehennem sıcaklığında verecekleri son nefesi akıllarından çıkarmasınlar. Elbette Türk ordusu, aslan yürekli Mehmetçiklerimiz son aylarda taviz vermeksizin bu lanet mağara adamlarının inlerini, kamplarını dövdükçe dövüyor… Artık bundan başka yapacak başka bir şey de kalmamıştır zaten. Sorarım sizlere, çoluk çocuk ve kadın demeden insanlarımıza saldıran ve hatta düğünlerimizi bile kana bulayan bu insancıklara artık lafla sözle ne anlatılabilir ya da ne kazandırılabilir!?
Yüz verdikçe astarını istediler! Ama artık beyinlerinin hiç çalışmayan köşelerine kadar idrak edecekler Türkiye Cumhuriyeti’ni bölemeyeceklerini
***
Aslında bunların ne oldukları bile belli değil! Zaten çoğu teröristliği para uğruna meslek edinmiş mağara adamı… İşte bu noktada bizim askerimizin ve polisimizin elini kolunu bağlayan tek sorun bu şerefsiz mağara adamlarının gömlek değiştirmesi. Yani; gece peşmerge kıyafeti giyerek ellerine keleş alıp dağa çıkmaları, gündüz ise şehir ortasında kravat takıp insan gibi dolaşmaları. Tabii vaziyet böyle olunca rahatça işlerini görüyorlar. Hatta bu mağara adamlarını dağda terörist kılığında görmek bile yeterli olmuyor infaz yapmak için. Çünkü çoğu zaman tek başına böyle yakayı ele verdiklerinde; avcı, oduncu ve çoban sıfatına bürünerek kendilerini haklı konuma çıkartabiliyorlar hainler. Kısacası hain oldukları kadar da aynı zamanda bir o kadar da korkak ve dönek mağara adamları bunlar… Bir öyleler, bir böyleler!
Neyin peşindeler, hangi davanın mücadelesini veriyor bunlar!? Devlet mi kurmak istiyorlar?
Bağımsızlık mı istiyorlar?
Oysa başlarında devlet gibi devlet mi yok?
Türkiye Cumhuriyeti Devleti aç mı bırakıyor, açıkta mı bırakıyor?
Bu vatanın her türlü nimetinden her vatandaş gibi yararlanmıyorlar mı? Özgürlüklerini ellerinden alan ve kendilerini kısıtlayan mı var?
Ellerinden mal varlıkları mı çalınıyor?
Okuma hakları mı alınıyor?
Hangi insan haklarından yoksunlar?
Kim kimin tavuğuna kışt diyor?
Bağımsızlıksa işte bal gibi bağımsızlık…
Daha ne istiyorlar, neden dağlarda savaşlar yaşanıyor, kan dökülüyor anlayamıyorum!!
Peki…
Hâlâ devlet mi kurmak istiyorlar?
Farz edelim ki kurdular; kendi kendilerini yönetebilecekler mi? Sadece, Ortadoğu’da, İsrail’den sonra ikinci bir kukla daha oynatılıyor olacak hepsi o kadar.
Akabinde, kurdukları bu devletçikte bugünkü Türkiye ortamında buldukları insan haklarının ve özgürlüklerinin onda birini dahi bulabilecekler mi?
Kendilerini büyük ve çıkmaz bir kaosun içine bile bile atmaktan başka ne yapmış olacaklar?
Haa! Yok, biz ne olursa olsun illa kendi devletimizi kurmak istiyoruz diyorlarsa,
o zaman en büyük yandaşları ABD, yapsın bir jest,
versin Alaska’yı, gitsinler kursunlar devletlerini, hükümetlerini.
Amenna!
Not:Bu yazım ilk olarak 5 Ağustos Gazetesi’nde 30 Eylül 2011 günü yayımlanmıştır.
Bütün şehitlerimizin ruhu şad, mekanı cennet olsun.