MÜFTÜ ALİ HAYRİ ÇELİK

Pozantı’dan ALİ HAYRİ ÇELİK Geçti… Rüzgar gibi geçti, dallar kırılmadı bilakis filizlendi, yeşerdi… Su gibi akıp geçti, sel değil yağmur gibi yağıp geçti.. Mum gibi yanıp geçti, kimse yanmadı incenmedi bilakis aydınlandı, huzurlandı.. Ve heybesi omzunda bir derviş gibi gelip geçti… O, her şeyden önce güzel bir insan. Kalbi güzel, bakışı güzel, görüşü güzel, aklı güzel, ahlâkı güzel… Çok güzel bir Allah dostu. Çok güzel bir peygamber dostu. Çok güzel bir Yunus Emre dostu. Her daim kul dostu..

O, kalbi, gönlü, sesi ve üslubu sıcak bir insan. Muhabbetiyle ruhunuza sarılan, içinize huzur ve umut tohumları eken bir insan. Bir kez dahi sohbet etme imkanınız olmuşsa yüreğinize henüz ilk cümleleriyle ilmek ilmek işleyen bir insan… Herkesten duyduğunuz sözler, dualar onun dilinden dökülünce çok daha sıcak, çok daha samimi gelmeye başlayıveriyor.. Kulaklarınızdan direk gönlünüze akıyor. Dedim ya ruhunuzu sarıp sarmalıyor ve böylece ikinci, üçüncü ve sonrasındaki sohbetlerine hasret çekmeye başlıyorsunuz. O fevkalade çalışkan bir insan. Çalışkanlığını diri tutan ise idealist bir kişiliğe sahip oluşu. Projeler üreten, programlar yapan, kampanyalar düzenleyen orijinal bir düşünce yapısına sahip üretken bir insan…

Ölü toprağı serpilmiş bir ortamı, mekanı ve şehri, teşrif etmesiyle birlikte canlandıran, hareketlendiren, İslam baharını bütün gönüllere htiren bir insan.. İslâm sancağını dalgalandıran bir nefer o. Onun ayakları öylesine sağlam bir şekilde yere basar ki temelleri metrelerce derine kazılmış bir minare gibidir. Sağlam ve diktir. Manevi temelinde onun manevi dedeleri vardır. Türk-İslam alemine kandil olmuş Ahmet Yeseviler, Hacı Bayramlar, Yunus Emreler, Mevlânalar onun ruhunda ayrı ayrı beyin olmuş yürek olmuş ve ona sevgi, hoşgörü, derûniyet, uhrevîyet, hikmet ve sohbet faziletlerini ona nakış nakış işlemiştir. O gittiği, görev yaptığı her yere cihadla gitmiş, ekmeğini yediği yere islamın zenginliğini taşımış ve en önemlisi de müslümanlığı bize farklı boyutlarıyla tekrar hatırlatmış bir insan… O hiçbir zaman makam koltuğuna yapışıp kalmamış; okul okul, mahalle mahalle, köy köy ve elbette camii camii dolaşmış üzerine vazife olanlardan çok daha fazlasını Pozantı ve müslümanlar için yapmaya gayret göstermiştir. Bence Pozantı’yı fethetmiştir. Gönüllerimizi fethetmiştir. Ve sıradaki fethedeceği yer Sinop’tur. Ne kadar şanslısınız, ne kadar Allah’ın sevgili kulusunuz bunu gerçekten bilemezsiniz sevgili Sinoplular…

Ama şunu çok iyi biliniz ki şehrinize kocaman yürekli bir huzur abidesi, huzur güneşi geliyor. Size tavsiyem bu güzel insanı size veda ederken değil size gelirken kucaklarınızı açınız. Yanından yöresinden hiç ayrılmayıp mümkün olduğunca kendisinden istifade ediniz… Ben bir Pozantılı olarak şu ana kadar Sinop’la hiçbir bağım olmadı lakin artık en sevdiğim şehirlerin başında Sinop var. Ve artık ilk kez Sinop’a işte bu yazının müsebbibi olan güzel insan için geleceğim. Bu güzel insanın adı: ALİ HAYRİ ÇELİK ALİ: Büyük demek.

Ne kadar büyük bir insan olduğunu… HAYRİ: Hayırlı, iyi demek. Ne kadar hayırlı ve iyi bir insan olduğunu… ÇELİK: Sert demir demek. Ne kadar sert ve çelik bir iradesi olduğunu ve ne kadar tavizsiz bir İslâm mücahidi ve ne kadar amansız bir dava adamı olduğunu çok kısa bir zamanda görecek anlayacak ve tasdik edeceksiniz ve gurur duyacaksınız. Şehrinize hayırlı olsun..! Komşu şehirlerinizden kıskananlarınız muhakkak olacaktır. Ali Hayri Hoca bizim müftümüz olsun diye girişimlerde bulunanlar olacaktır.

Size naçizane tavsiyem, Ali Hayri Hoca’ya sımsıkı sarılın. Ona gözünüz gibi bakın. Evladınıza sahip çıktığınız gibi sahip çıkın. Pozantı’nın boynu bükük kaldı. Şehit Ömer HALİSDEMİR Külliyesi yarım kaldı, öksüz kaldı… Ama inşallah Ali Hayri Hocam akıl ve isim babası olduğu Şehit Ömer HALİSDEMİR Külliyesi’nin açılışına, gençlerle buluşmasına teşrif edecektir. Biz Pozantılılar da tekrar Ali Hayri Hocayı görüp sohbet etme imkanı bulduğumuz için bahtiyar olacağız. Ve bu hasbihâle doyamayacağız. Gönlümüzde yaktığın ateş hiç sönmeyecek Ali Hayri Hoca.. Sırtına çuval çuval dualar yükledik… Yolun bahtın açık ola…