19 Mayıs’ın Anlamı Nedir? İsyana Yol Açan Nedenler ve Milli Mücadele
Ağızlardan tükürük saçan mübalağa dolu laflara hiç gerek yok. Lüzum yok!
İlk önce şunu belirtmek dimağlara büyük bir uyanış sağlar:
Bir dönemi anlamaya çalışanlar içinde işi en zor olanlar, o dönemin içinde yaşayanlardır.
Bu ne demek?
Bu, olaylar sıcağı sıcağınayken at izi ile it izini seçmekte yaşanan zorluktur. Kimin haklı, kimin haksız; kimin hain, kimin kahraman; kimin iyi niyetli, kimin artniyetli olduğunu kestirebilmenin çok güç olduğu bir dönemdir. Böyle bir kaos döneminde birilerini, keyfine ve menfaatine göre yaftalamak çok basittir.
Daha somut haliyle şudur:
Silahla vurulursanız, sadece silah sesi duyarsınız. Ne zaman ki tansiyonunuz düştü, gözünüz karardı, işte o zaman anlarsınız vurulduğunuzu. Ama artık çok geçtir. Artık ölüm sizi kucaklamıştır.
Mondros Mütarekesi de Osmanlı’nın vurulduğu andır.
İşte Atatürk, içine düştüğümüz bu cenderenin farkına varmış, parça parça gelişen olayları, geniş bir perspektiften görüp puzzleın parçalarını zihninde birleştirince ortaya “Türk milletini vatansız ve bayraksız hatta ezansız bırakacak” tablonun çıkacağını görmüştür.
Oluşan kötü tabloyu gören Gazi Mustafa Kemal, askerî dehası, yüksek algısı ve dünyadaki kutup başlarının nihaî hedeflerini bilme bilgisiyle deyim yerindeyse kanlı bir satranç mücadelesine başlamış, ömrünü bu yola vakfetmiştir.
İşte 19 MAYIS bu mücadelenin ilk somut adımıdır.
Ülkenin işgale uğrayan şehirlerini görmezden gelip sus pus olan koskaca imparatorluk mensupları (kerli ferli adamlar yahu) fare kapanına kapılmışçasına gıkını dahi çıkarmazken hatta bilakis millete, işgalcilere tepki göstermeyin telkinleri verirken bir çift mavi gözlü asker çıkıp bütün dünyaya isyan bayrağını çekmiştir.
Bal gibi isyandır 19 MAYIS!
Sömürgeci devletlere, kan emicilere, sus pus olanlara, enseyi karartanlara, ırz düşmanlarına, satanlara, satılmışlara isyandır 19 MAYIS..!
Kutsal isyandır hem de… Yıllarca süren…
Ter akıttığımız, terimizin yetmediği yerde kanımızı akıttığımız isyandır..!
Çok uzatmaya hiç lüzum yok.
Buraya kadar olan kısmı anlayana gerisini anlatmaya gerek yok. Anlamayana da nefes tüketmeye lüzum yok.
Bir çift mavi gözlü Selanikli’den ve onunla birlikte omuz omuza, kalem kaleme mücadele edenlerden Allah (cc) razı olsun…